14 Ocak 2010 Perşembe

Divan-ı Malikane

DİVAN-I MALİKANE SİSTEMİ
Osmanlı Toprak Sistemi içerisinde; özellikle Anadolu' da rastlanan bir uygulamadır. "İki baştan", "iki başlı" gibi adlarla rastlanan bu sistemde, toprağın öşrü üzerinde devlete ait olan hisse divan-i ve toprak sahibine ait olan hisse de malikane olarak belirtilmektedir. Sistem Osmanlı' nın kendisini geliştirdiği bir sistem değildir eski Türk-İslam devletlerinde devraldığı bir uygulamadır. Bu hisseler toprağın verimliliği ile yerel örf ve adetlere göre değişen oranlarla toplanmaktadır.[1] Sistemin uygulandığı bölgelerde hububat gibi ürünlerden alman öşrün nisbetin de genellikle % 20, yani iki kat öşür şeklindedir. Bu durum da malikane ve divani hisseler öşrü eşit olarak paylaşırlar. Öşrün nisbetin de sadece % 10 olduğu nadir hallerde bazen yinede eşit olarak paylaşılır. Tamamı malikane hissesine ait olduğu durumda ise divani hissesi olarak öşre eklenen %2,5 salariye ile yetinilir. Sistemin uygulandığı bölgelerde öşrün % 50' sini malikane hisse sahipleri alır. Öşrün geri kalan %50'si ile örfi vergide divani hissesine aittir.[2]
Divani malikane sistemi, Osmanlı Devleti' nde Anadolu topraklarında belirli yerlerde rastlanmaktadır. Bu yerler Sivas, Çorum, Amasya, Tokat, Konya, Karaman, Malatya, Diyarbakır ve Kuzey Halep' tir.[3] Bu yerlerin 21 milyon akçe tutan gelirinin 15 milyonunu divani hissesi; 4 milyon akçesi ise malikane hissesi olarak hesaplanmıştır.[4] Bazı yerlerin gelirlerine bakacak olursak örneğin;
Amasya' da 509 köyün hepside divanı malikane sistemine rastlanmaktadır. 2.711.979 has ve tımarlara ait divani hisseleri
1.014.987 evkaf ve emlak elinde olan malikane hisseleri
6.340 şehirlerdeki ihtisab rüsumu
11.976 muhtelif hizmetlere mukabil müsellem
addenlerin toprak yazısı

3.745.282 yekûn[5]
Çorumlu' da ise 470 köyde ekseriyetle divanı malikane' ye rastlanmaktadır. Buranın yıllık gelirine bakacak olursak;
1.989.431 divani
838.571 malikane
8.726 müsellemlere ait 2.000 ihtisab rüsumu

2.838.721 yekûn[6]
Tokat, Zile, Turhal ve Sivas bulundukları bölge bölgede 802 köyden heman hepsinde divam malikane sistemi uygulanmaktadır. Bununla beraber, malikane hisselerinin bazen bir köyün malikanesinin 40 parçada 5 parça gibi kesirli hisseleri haline dönüştüğü görülmektedir. Ayrıca divani hisseyi kontrol eden sipahilerin malikane sahiplerinden bazı yerleri aldıkları görülmektedir.[7] Tokat' da 272 köyün divani ve malikane hisselerinin senelik gelirlerinde bakılacak olunursa;
1.726.638 divani
425.437 malikane
6.648 müsellemlerin elinde

2.158.723 yekûn
Malikane gelirlerinin divani gelirlere nazaran azaldığı dikkate çarpmaktadır. Zaten Osmanlı Devleti' de bu sistemi uygulamayı sistemi hiçbir zaman uygulamak istememiştir. Çünkü malikaneye sahip olanlar Osmanlı öncesinde yaşadıkları ve daha önceki sahip oldukları bölgelerin kendilerine temlik olarak verilmesi buralarda hak sahibi olduklarını göstermekteydi ve irsi bir güç temsil etmeleri yani köklü aileler olmaları da devleti sıkıntıya sokacağından divani malikane sistemi devlet ile mülk sahibi arasında uzlaşma sağlayan bir sistemdi.[8] Bu nedenle Müslüman olmayan bölgelerde, Batı Anadolu ve Rumeli' de divanı malikane sistemi uygulanmamıştır.[9]
Sistemin Amasya, Tokat, Sivas yörelerinde yoğunlaşması bir rastlantı değildir. Buralar Türkmen diyarlarıdır. Uzun mücadeleler sonrasında Osmanlı egemenliğine dahil olmuşlardır. Daha önce belirttiğimiz gibi bu bölgelerde güçlü ve köklü Türk aşiretleri ve mülkleri bulunmaktadır. Örneğin Fetret döneminde Çelebi Mehmet Orta Karadeniz'de tutunabilmek için burada bulunan Selçuklu' dan kalma güçlü ailelere devam eden imtiyazlarını Divanı malikane sistemi ile devam ettirmek zorunda kalmıştır. Çelebi Mehmet bunu yaparken zaten sahibi oldukları kendi mülklerini kendilerine tekrar iade etmemiştir. Zaten malikane hisseleri tutulmuş durumda olduğundan divani hisselerden malikane vaat etmiştir.[10]
Divan-ı Malikane sistemi Osmanlılara daha önceki Türk-İslam Devletlerinde kalmış bir sistemdir. Öşrü ve haraci mülk toprakların ve imamlar tarafında ikta'en temlik suretiyle ve Beytülmal tarafından satılarak mülk haline sokulmuş toprakların mevcut bulunduğu Türk-İslam Devletlerinde bu sistemin uygulanmıştır. Bu hususta İslam arazi hukukunda mevcut sarih hükümlerle ilk halifeler tarafından yapılan iktaların sahipleri tarafından devlet hazinesine öşür ve haraç verilmekte olduğuna dair kayıtlar bulunmaktadır.[11]
Divan-ı Malikane Sisteminin uygulanması konusunda toprağın rakabesi yani toprağa kimin sahip olduğu konusunda da tartışma bulunmaktadır. Bu konuda Kanun-i Sultan
Süleyman'ın Şeyh'ülislamı olan Ebussuud Efendi' ye göre malikane hissesinin sahipleri toprağın rakabesine sahiptirler.[12] Öyle Divan-ı Malikane statüsündeki topraklar bu acıdan Miri toprak değildir çünkü toprağın sahibi malikane sahibidir; ayrıca tam olarak özel mülk de değildir çünkü toprağın tasarrufu toprağı işleyene aittir. .Divan-ı Malikane sistemi malikaneler tam olarak bir özel mülkiyet statüsünde bulunmaktadırlar. Bu malikaneler sahibi tarafından satılabilir, vakıf yapılabilir, ve kendinden sonra mirasçılarına bırakabilirlerdi. Bu mülk sahipleri Osmanlı öncesinde kazandıkları bu hakları Osmanlı devleti kabul etmek zorunda kalmış fakat bu malikaneleri sürekli teftiş ve takip altında bulundurmuştur. Padişah değişiklerinde tekrardan hazırlanan tahrirlere incelenmiş ve eksik bulunanlar iptal edilmeye çalışılmıştır.[13] Çünkü Osmanlı içerisinde az bulunan bu şekildeki topraklar, devlet için tehlikeli duruma gelebilirlerdi. Mesela bir malikane sahibi, başka bir köyün malikanesini eline geçireceği gibi, köy halkının devlete vereceği rüsumu da ele geçirerek özel mülk haline sokmaları da mümkündür. Bunun için bazı yollar bulunmaktadır;
1 - divani hisselerini iltizama almak ve bu iltizamı irsi ve daimi şekle sokmak. Yani her sene devlete maktu olarak bir para vermesi gerekirse parayı bağışlayarak veya paramn değerini düşürerek paramn önemsiz bir hale gelmesini sağlamak.
2- bazı köylerin yalnız divani hisselerine padişah dirliği olarak sahip olan sipahilerlememur ve mültezimlerin köydeki malikane hisselerini de alarak buralarda nüfuz tesisedebilirdi.
3- bu şekilde devlet teşkilatının teftiş ve müdahalesinde kurtulmuş olarak birderebeylik düzeni kurulmuştur. Bu sayede beyler ve memurlar köyde yaşayan reayaüzerindeki tahakkümleri kolayca arttırmaları mümkündü. Bir çok toprakları çiftlik halinesokmak, köylüyü angarya mesaiye mecbur etmek, imparatorluğun nizamında bulunmayan örfve adet ihbas etmek gibi durumlar oluşabilirdi.
Devletin memurları ve malikane sahipleri yukarıda belirtilen hususları gerçekleştirmeleri durumunda tam bir derebeylik kurmuş olacaklardı.[14]
Divani malikane sisteminin bu durumlara gelebilecek olmasından dolayı Osmanlı Devleti bu uygulamayı uzun vade de daraltılmasını sağlamaya alışmıştır. Malikane sahipleri
toprakları kaybetmemek ve miras yoluyla parçalanmasını engellemek için bu toprakları vakıflara dönüştürmeye başlamışlardır.[15]
Divan- ı Malikane Sistemi, gerek Osmanlılar tarafından daraltılmaya çalışılarak gerekse de vakıflara dönüştürülme çabası içerisinde XIX. yy. kadar gelmiştir. Sistemin uygulandığı bölgeler bugünkü sınırlarımız içerisinde bulunmaktadır, ülkemizde bir toprak reformu yapılmadığı için sistem içerisinde malikane olarak şahsi mülkler bugüne kadar gelmiştir.[16]

[1] Halil İnalcık, Türkiye' nin Ekonomik ve Sosyal Tarihi, C. I, (2000), s. 172.
[2] Mehmet Genç, "Malikane-Divanı", Diy. İ.A., C.V, s. 518
[3] Genç, a.g.m., s. “gös. yer”.
[4] Ömer Lütfi Barkan, Türkiye'de Toprak Meseleleri Toplu Eserler 1, (1980), s. 166
[5] Barkan, a.g.e., s. “gös. yer”.
[6] Barkan, a.g.e., s. “gös yer”.
[7] Barkan, a.g.e., s. “gös yer”.
[8] İnalcık, a.g.e., s. 173.
[9] Genç, a.g.m., s. “gös. yer”.
[10] Barkan, a.g.e., s. 164.
[11] Barkan, a.g.e., s. 185
[12] Barkan, a.g.e., s. 161.
[13] Genç, a.g.m., s. “gös. yer”.
[14] Barkan, a.g.e., s. 184.
[15] Genç, a.g.m., s. 519
[16] Barkan, a.g.e., s. 188

0 yorum:

Yorum Gönder